Batı Trakya’daki Türk azınlığın, Yunanistan hükümeti tarafından uygulanan ayrımcı politikalarla karşı karşıya olduğu giderek daha fazla gün yüzüne çıkıyor. Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Yunan yönetiminin Lozan Antlaşması’nı hiçe sayarak Türk okullarının kapatılmasına yöneldiğini vurguladı. Asafoğlu, bunun sonuçlarının yalnızca eğitim alanında değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Türk toplumunun kültürel ve sosyal dokusunda da yıkıcı etkileri olabileceğine dikkat çekti.
Asimilasyon Politikalarının Yeni Adımı
Asafoğlu, yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde Batı Trakya’daki üç Türk azınlık ilkokulunun kapatılmasını “uzun süredir uygulanan asimilasyon politikalarının” bir yansıması olarak değerlendirdi. Kapatılan okullar Kardere, Mehrikos ve Meriç iline bağlı Hasanlar köylerinde yer alıyor.
Okul Sayısı Düşüyor: 20 Yılda %60’a Varacak Azalma
Yıllık ”öğrenci sayısının azalması” gerekçesiyle kapatılan okulların sayısı son 20 yılda 210’dan 83’e düştü. Asafoğlu, bu durumun yalnızca bir sayı değil, Türk azınlığın kültürel kimliğinin elden gitmesi anlamına geldiğini kaydetti. “Bu uygulamalar, bölgedeki demografik yapıyı değiştirmek ve kültürel asimilasyonu sağlamak amacıyla gerçekleştirilmektedir,” dedi.
Lozan Antlaşması’nın İhlali
Lozan Antlaşması’na göre Batı Trakya Türk okullarının özerk bir yapıya sahip olması gerektiğini hatırlatan Asafoğlu, Yunan hükümetinin kendi çıkarları doğrultusunda bu maddeyi hiçe saydığını ifade etti. “Yunan devleti, işine geldiğinde Lozan’ı öne sürüyor, ama gerekmediğinde kuralları ihlal ediyor. Azınlık ilkokulları asla kapatılamaz; sayıları azalsa bile bu hak korunmalıdır,” dedi.
Geçici Kapatma İddiaları Yalan
Asafoğlu, kapatılan okulların geçici olduğu iddialarını da yalanlayarak, geçmişte kapatılan hiçbir okulun yeniden açılmadığını belirtti. Bu durum, Türk azınlığın eğitim hakkına yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Çocukların Yunan Okullarına Yönlendirilmesi
Yunan hükümeti, azınlık çocuklarını kendi okullarına yönlendirmek için çeşitli teşvikler sağladığını aktaran Asafoğlu, bunun ana dilde eğitim hakkının gaspı anlamına geldiğini dile getirdi. “Bu, çocuklarımızın kültürel kimliklerini kaybetmesine ve Yunan toplumuna entegrasyon süreçlerinin hızlanmasına neden oluyor,” ifadesini kullandı.
Demokrasi Bağlamında İki Yüzlülük
Asafoğlu, Yunanistan’ın demokrasiyi savunan bir ülke olarak azınlık temsilcileri ile diyalog kurmaktan kaçındığını da vurguladı. “Demokrasinin beşiği denilen bir ülkede, Batı Trakya Türk azınlığı söz konusu olduğunda gerçek bir demokrasi işlemiyor,” dedi.
Uluslararası Mücadele Vurgusu
Asafoğlu, karşılaştıkları hukuksuz kararlara karşı hem ulusal hem de uluslararası alanda mücadele edeceklerinin altını çizdi. Avrupa Parlamentosu’na taşıyacakları bu konu, Türk azınlığın hak mücadelesinin uluslararası dikkat çekmesini sağlayabilir.
Demografik Yapının Bozulması
Asafoğlu, azınlık haklarının ihlalinin yanı sıra ekonomik koşulların zorlaştırılmasının da Türk nüfusunu göçe zorlamaya yönelik bir strateji olduğunu belirtti. “Bu bilinçli bir politika ve biz haklarımızı savunmaya devam edeceğiz,” şeklinde konuştu.